Geçtiğimiz günlerde bir sinema dergisine verdiği röportajda ezanla ilgili açıklamalarda bulundu diye topa dizildi Yılmaz Erdoğan.
Neymiş efendim bunca sene Ezan’ın “E”sini ağzına bile almazken birden bire neden bu konu hakkında açıklama yapma gereği duymuşmuş.
Eleştirileri yapanlar arasında Yeşilçam oyuncularından gazetecilere, yazarlardan yönetmenlere kadar birçok kesim vardı.
Yapılan eleştirilerse şöyleydi:
“İktidarla olan ekonomik bağını güçlendirmek için böyle konuştu.”
“Böylesine yalaka bile denir.”
“İktidardan korkuyor.”
“Kendisi yönetmen değil mi filmleri çekerken neden duymadı o ezanları?”
***

Hemen arkasından 2001 yılında seyrettiğimiz Vizyontele filminden bir sahne canlandı kafamda; Sıti Ana oğlunun şehit düştüğünü televizyondan öğrenince, önce televizyonu gömmüş hemen ardında da cenaze namazını kılmıştı.
Dinle alakalı benim aklıma gelen en çarpıcı iki sahne bunlar oldu. Belki atladıklarım da vardır. Bilemiyorum.
Peki, gelelim AKP’nin ilk olarak ne zaman iktidar olduğuna?
Tam tarihi söylemek için Google’da ufak bir araştırma yaptım ve 3 Kasım 2002 yılında AKP’nin tek başına iktidar olduğunu gördüm.
Bütün veriler ortada.
Şimdi ne demek istediğimi anladınız mı?
Yılmaz Erdoğan'ın yaptığı açıklamadan dolayı gördüğü tepkilere katılmıyorum ve bu duruma birçok kişiden farklı bir pencereden bakmak istiyorum.
Bu yazıda Yılmaz Erdoğan’ı koruyor muyum?
Hayır.
AKP yanlısı mıyım?
Hayır.
Sadece olaylara biraz uzaktan bakıp, objektif bir değerlendirme yapmaya çalışıyorum.
Diyeceğim o ki; Yılmaz Erdoğan’ın verdiği koskocaman bir röportajdan sadece bir kesit öne çıkarılarak suni bir gündem yaratılıyor.
Madalyonun diğer yüzüne kim bilir neler oluyor?
Her zamanki gibi!!!
0 yorum