Her şeyin en başı zordur ya hani, bu yazıya başlamak da benim için biraz zor. 2010-2013 yılları
arasında çok büyük bir zevkle yaptım ebebek’ten bebek dergisini… Yeri geldi ünlü röportajlarını
yaptım yeri geldi gece yarılarına kadar okuma yapıp dergiyi matbaaya yetiştirdim; her sayfasını ilmik
ilmik işledim. Şimdi yüzümde bir gülümsemeyle ve keyifle hatırlıyorum o günleri… Kim derdi ki bir gün anne olacağım ve severek çalıştığım bu dergide köşe yazmaya başlayacağım. Senelerce dergide yazıp çizdiklerimi 9 ay önce anne olduktan sonra pratik olarak deneyimlemeye başladım. Böylece yeniden ebebek ailesine dahil oldum. Bu köşede sadece kendi yaşadıklarımı paylaşmayacağım sizinle aynı zamanda çevremdeki tüm annelerin yaşadığı ya da merak ettiği konuları zevkle sizlere aktaracağım.
Bebekle seyahat mümkün mü?
Eşimle birlikte seyahat etmeyi, farklı yerler keşfetmeyi, bilmediğimiz bir şehrin sokaklarında
kaybolmayı çok sevdiğimiz için aylardır kafamda aynı soru dolaşıp duruyor; bebekle seyahat mümkün mü? Bu sene güzel bir yurt dışı tatili yapalım diyoruz ama artık hiçbir seyahatimizin eskisi gibi olmayacağının da farkındayız. Çünkü artık hayatımızda Can’ımız var İyi ki de var. Bu yüzden onsuz bir seyahat düşünemiyorum. İki ay önce Can’la birlikte Mersin’e gitmiştik. Gerek uçakta gerekse orada kaldığımız süre içinde sorun çıkartmadı ama söz konusu yurt dışı seyahati olunca işler
değişebilir. Bu yüzden 1 yaşındaki çocuğuyla yurt dışı seyahati yapan annelerden yardım rica
ediyorum; seyahat sırasında neler yaşadınız, gitmeden önce hangi önlemleri aldınız, ne gibi
zorluklarla karşılaştınız ve nasıl üstesinden geldiniz? Hadi bana yazın!
Diş buğdayı
Hamileliği gönlünce yaşayamamış, doğum yapacağı gün daha gelmeden bir sabah aniden doğum
yapmak için hastaneyi boylamış biri olarak ne baby shower partisi yapmaya fırsatım oldu ne
hamileyken güzel pozlar verip fotoğraflar çektirmeye ne de doğumuma fotoğrafçı girebilmesine! Her
şey apar topar oldu! Bu yüzden geçtiğimiz ay oğlumun diş çıkarmasını fırsat bilerek güzel bir buğdayı partisi düzenledim. Sadece aile arasında gerçekleştirdiğimiz diş buğdayının en heyecanlı kısmı tabii ki Can’ın önüne koyduğumuz stateskop, ilaç kutusu, basketbol topu, hesap makinesi, kitap, kalem arasından hesap makinesini seçtiği an oldu. Babası gibi hesap kitap işleriyle uğraşıp mali müşavir mi olur bilinmez ama hangi mesleği seçerse seçsin severek yapmasını isterim. Çünkü bu hayatta yaptığımız seçimler arasında bizi olumlu ya da olumsuz en çok etkileyen şey; eşimiz ve işimiz oluyor.
Yine yeni yeniden İBS Fuarı
Geçtiğimiz sene hamileyken ilk defa İBS fuarına gitmiş ve oldukça güzel vakit geçirmiştim. Bu sene
Can ile yine aynı fuara gitme fırsatı yakaladım. Birçok marka ile aynı yerde buluşmak ve sohbet
buluşmalarına katılmak olduyça keyifliydi. Ayrıca, Can’ın ilerleyen dönemde ihtiyaç duyacağı ürünleri
aynı zaman diliminde karşılaştırmak oldukça verimli oldu. Bu sene gitmediyseniz bile önümüzdeki
sene kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Hamileyken…
“Hamile olduğumu öğrendiğim günden itibaren yediklerime dikkat etmeye başladım” dersem
koskocaman bir yalan söylemiş olurum çünkü midem öyle bulanıyordu ki ağzıma lokma
koyamıyordum sadece patates ile besleniyordum. Üç ay bittikten sonra “mide bulantım geçti artık her
şeyi yiyebilirim. Düşük riski de geçti, oh çok şükür!” dedikten bir hafta sonra hamilelik yolculuğum
farklı bir yola saptı. Çünkü bir akşam birden bire kanamam başladı. (Devamı şubat sayısında)
*Bu yazı Ocak 2017 tarihinde yayınlanan "ebebek'ten Bebek"dergisinde yayınlanmıştır.